Motosiklette Güneş Çarpması

Motosiklette Güneş Çarpması


27.03.2015

Sıcak hava moduna geçmek gerekir. Ne zaman? 32 derece celsius sıcaklıkların üzerindeki motosiklet seyahatlerimizde. Donanım tam olmalıdır. Ceket, pantolon, deri ceket ve botlar. Boynunuz içinde örgü bir boğaz bandı. Suyu daha uzun müddet esen kızgın rüzgara karşısında buharlaşmadan muhafaza ederler. Zaman içinde vizörünüzü kaldırarak çenenizden aşağı su sıkıp vizörü kapatınız. Buradan boyun bağınızı ve iç çamaşırlarınıza sızarak ıslatan su vücut ısınızın bir kısmını alacaktır. Su stokunuz azaldıkça gerekli yerlerde durarak suyunuzu tamamlayın hatta buz alarak torba içinde elbisenizin içine koyunuz.

Vücut termostatımız sıcak kasmasına karşı ana organlarımızı korur. Bunu terlemeyle, vasolidasyonla, nabzı yükseltip kalp atışlarını düşürmeyle yapar. Şayet bunlar yeterli olmazsa o zaman işaretler vermeğe başlar. Kramplar başlar eğer bunu dikkate almazsanız iş ciddileşerek güneş çarpmasına doğru gider.

Terleme:
Bedende cilt rutubetini muhafaza etmek ile görevli ter bezleri vardır. Terleriz ve bu ter cildimizde buharlaşırken cildimizin ısısı emerek havaya verir. Tabi ter sıvı olarak vücudumuzdan aldığını bizden tekrar geri koymamıza gereksinim duyar ki bu işlem devam edebilsin. Bu yüzden bol su içmemiz gerekir. Her saat başı yarım litre içilmelidir. Bunu rağmen otobanlarda kızgın güneş altında hızla gidiyorsak er bezlerinin üretebildiği terin kapasitesini aşabiliriz. Buharlaşma o kadar hızlı olur ki soğutma tam gerçekleşemez ve ter üretimi buharlaşmaya ayak uyduramaz ve yetersiz kalır.

Vazodilatasyon:
Vücut içini soğutabilmek için kan damarları genişler ve daha fazla kanı cilde pompalayarak ısıyı çekirdek organlardan dışa (cilde doğru) taşır. Burada dış çevrenin ısısı vücut ısısından düşük ise fazla olan ısı soğuk çevre ısısınca emilir. Ama dış ısı daha yüksekse artmış olan kan dolaşımı havadan daha fazla ısı emerek bunu vücudun içine basar.

Nabız ve Kan Dolaşımı:
Kalbimiz ısı yükselişine reaksiyon gösterir. Nabız atışlarını yükselterek daha fazla kanı genişlemiş kan damarlarına basar. Hava sıcaklığı yükseldikçe nabız atışları normal atım hızına göre %50-70 oranında yükselebilir. Artan akış kan basıncını düşürür. Düşmede kanı adalelerden, beyinden çekerek cilde yönlendirir. Tabi bunların sürücü üzerinde etkileri vardır. Düşük kan basıncı düşük adale kontrolü ve düşük beyin aktivitesi demektir. Bu durumda kanın çoğu cilde basılıyken birde kaza yapıp cildinizi yol sürtünmelerine maruz bırakırsanız işte çifte felaket.

Felaket işaretleri:
İnsan bedeni içsel ısı yükselmesine tahammül edemez. Fazla ısındığını önce bacak krampları, adale bitkinliği, baş ağrısı ve dönmesi hatta bayılır gibi olma halleri ile belli eder. Böylelikle size pişmekte olduğunuz hatırlatılır.

Isı krampları:
Isı kaynaklı adale krampları çoğunlukla bacaklar ve alt karın bölgesinde etkili olur. Sonra kollara geçer. Bu durum vücut elektrolitlerinin tükenmeğe başladığının göstergesidir. Bu adale kramplarını boş vermek akıllıca olmaz. Gölge bir yer bulunup oraya sığınılmalıdır. Su yudumlatarak kramp olan yerlere masaj uygulamak gerekir. Ağrılar hala devam ederse yarım çay kaşığı sofra tuzunu bir bardak suyla karıştırıp her 15 dakikada bir içiniz. Bayılacak gibi hissediyorsanız sırt üstü yere yatıp ayaklarınızı kalp bölgenizin üzerinde olacak şekilde bir yere koyunuz. İyileşseniz bile böyle bir travmadan hemen sonra ki iki gün güneşe çıkmayınız. Genellikle böyle bir durumun arkasında alttan ve üsten kusmalar ve çıkarmalar olur.

Özetlersek:
Hararet bastı ve üstünüzü çıkardınız. Eğer dış ısı vücut sıcaklığınızdan düşükse serinlersiniz ama yüksek ise o zaman daha fazla ısınırsınız. Çünkü bedeniniz bu ilave ısıyı da direk ısıya, güneşe maruz kalarak emecektir. Bu yüzden eğer dış ısı 37 dereceden fazlaysa fermuarlarınızı dahi iyice kapatarak, havalandırmaları da kapatarak izolasyon sağlamak şarttır. Çöl çobanları uzun kollu, uzun bedenli ve bol yün giysiler giyerler. Bu hem terleyen bedeni gölgede tutar hem de dış ısıyı içeriye sokmaz.

Yine bu ısılarda kaskınızın vizörünü tam kapalı tutunuz. Dış ısı, güneş ışınları cildinize değmesin. Dış ısı 47 dereceyse kaskınız içinde bunalsanız dahi açmayın çünkü bu sizi 47 dereceden korur. Belki o an kaskın içi 40 derecedir ve siz vizörü açıp ısıya cildinizi direk temas ettirmekle o ısıyı da cildinize emdirmiş olursunuz. Çünkü kaskın dışındaki poliüretan tabaka soğutma kaplarında da ısıyı dışarıda tutmakta kullanılmaktadır. Rüzgarda eğer siz 10 km hızdan daha fazla bir hızla gidiyorsanız cildinizi rahatsız edecektir. Bu durumda da cildinizin örtülmüş olmasına ve ısıyla direk temasının engellenmesine çalışılmalıdır.

Boyun bölgesi damarların en çok geçtiği bir bölge olarak özellikle havlu türü su tutan kalın örme ıslak kumaşlarla serinletilmeli ve bu kumaş kurudukça tekrar ıslatılmalıdır.

Sıcak havalarda alkollü içki alımından kaçınılmalıdır. Alkol anormal kalp atışlarına sebep olur. Kalbin pompalama faaliyetini kötü yönde etkiler ve gerçekten bedenin kurumasına sebep olur.

Not: Buharlaşma kuru sıcaklarda olur. Şayet sıcak havalarda rutubet oranı %90nın üzeriyse buharlaşma olmayacağından soğutmada olmayacaktır. Bu durumda sizin üzerinizi ıslatmanızın da bir anlamı kalmayacaktır. Burada yapılacak şey ise mümkünse güneş doğmadan önce yada güneşin batımından 2-3 saat sonra seyahat etmek, cildinizi direk güneş ışınlarına maruz bırakmamak, daha sık olarak mola vermek ve sık su içmektir.
Yazar:  Alpaslan Kuzucan


motorcular.com'da üye ve kurumsal kullanıcı üyelerinin oluşturduğu tüm içerik, görüş, bilgi ve belgelerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcılara aittir. motorcular.com portalına girilen içeriklerin, görüş, bilgi ve belgelerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırı olmasından motorcular.com hiçbir şekilde sorumlu değildir. Sorularınız için ilan veren üyeler ile irtibata geçebilirsiniz.

Başa Dön